26 Haziran 2011 Pazar

Napolyon ne demiş? Mekan, mekan, mekan


Mekana karar vermek çok önemliymiş bu İstanbul'da.

Ha bir de o var. İzmirliyim ben. Orada mı yapalım, burada mı yapalım derken. İlk kararımızı verebildik.

Mekan: İstanbul.

İyi de binbir çeşidi var bu işin.

Otel
Havuzbaşı
Kasır
Bahçe
Açıkhava
Kapalı mekan
vs. vs.

İlk anlaşmazlık buradan çıktı diyeceğim ama çıkmadı. Şu an için sular durgun, kararlar feminen. Ne desem "evet" denilen bir havadayız.

Geçen Haziran ayında birkaç düğüne birden gitme şansımız oldu. Bir arkadaşlarımız Event Garden'da bir düğün yaptılar. Artıları eksileri olsa da, yeşillikler pek bir hoşumuza gitti.

Ve nihai kararımız: Kır düğünü oldu.

Mekan seçerken çok değerli de bir ders öğrendim. Mekan mevsimiyle de beraber geliyormuş. Anlatayım şöyle ki kapalı mekanlar soğuk ve nemli havalar için ideal olduğundan kır düğünü opsiyonuyla otomatikman yaz gelini oluyorum.

Yaz çocuğu olan biri için çok sürpriz olmadı sanırım.

Mevsim olarak yazı seçince Ramazan gerçeği de kapıyı tıklattı. Sorduk soruşturduk; iki taraftan da rahatsız oluruz diyen çıkmadı.

İkinci ipucu da zamanlamaymış. Şimdilik teoride mekanların Kandil'de dahil iş yapamadıklarından yana "insider" bilgi alındı ancak daha pratikte test edemedik.

Velhasıl çok minik bir araştırma sonrasında gözüme ilk çarpan "Fransız Bahçeleri" oldu. Geçen hafta ilk arama girişiminde bulundum ancak pasif bir santral görevlisi nedeniyle bir sonraki adımı daha atamadım.

Adımları attıkça burada buluşuruz. Deneyimleri bekliyorum, görüşlerinizi beklerim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder